31 Mayıs 2011 Salı

**mucize

bir mucize bekler gibi bekliyorum..

beklerken de zaman duruyor..yapılacaklar listesindekiler bekliyor..okunacak kitaplar bekliyor..masamın üstü darmadağın öylece duruyor..nefes alıp verişlerim duruyor ve kalakalıyorum öylece buracıkta..iç sıkıntısından gündüz yapılacaklar geceye gece yapılacaklar gündüze karışıyor zaman sinsice bana meydan okuyor..

bir yerlerde mucizemin gerçekleşmesi için bir işaret arayıp duruyorum..aradığım yerlerde beni güldürecek şeylere rastlamıyorum hiç.ama teslimde olmuyorum ümitsizliğe..rüyalarımı yoruyorum o mucizeye..hayallerimle süslerken günlerimi en heyecanlı yerinde olmazsa daha çok üzülürüm diye vazgeçiyorum o muhteşem andan,acı ki tadı damağımda kalıyor,iç çekiyorum..nasıl dua etsem,nasıl yalvarsam,yerlere mi yatsam,ağlasam mı,ne zaman etsem kabul olur dualarım diye kendimi bilinmez bir girdaba sokuyorum ama en nihayetinde olmasını çok istiyorum..

ödüllendirmem gereken insanları,sevindirmek istediklerimi düşünüyorum..yeni bir ben yaratmak için tek çıkış yolu bunu görüyorum belki..belki kendimi kanıtlamak istiyorum..içte yatan her ne sebepse sonuç beni hep aynı adrese çıkarıyor;çok istiyorum..

kötüsünü düşünüp olunca çok sevineyim diye şartlıyorum kendimi derken evrene olumsuz düşünce göndermemek lazım diyerek güzel düşünüyorum...bir yerde kendimi teslim ediyorum elbette yazgım belliyse o belli olana kendimi teslim edip düzeni bozmamak adına sessizliğe gömülüyorum ki sessizliğim çığlığım oluyor çok ama çok istiyorum..

***

bazen sonucun olumsuz olacağını bile bile umut etmek,olacakmış gibi beklemek insana ayrı bir haz versede neden olmasın demekten alıkoyamazken insan kendini o olmayacak şeye bel bağlayıp hayatı ıskalamak mı kayıp,yoksa olması için daha çok çaba sarfetmeden öylece beklemek mi?gerçekten insanın kaderi kendi ellerinde mi sahiden bazı şeyleri biz değiştirebilir miyiz,yoksa zaten olacak zaten dünden bellidirde kandırırmıyız kendimizi..

neye nasıl inandığınızın hiç bir önemi yok aslında yazıyı sağ elinizle mi sol elinizle mi yazdığımızın hiç bir öneminin olmadığı gibi ama umut etmek yok mu işte bu kim olursa ne olursa olsun insanın aslolan meziyetlerinden biri zannımca ki bazen bu kişiyi girdaba sokarken bazen ummanlara sürükler..hayat kadar karışık ama bi o kadar da basit bir matematik aslında..yeter ki isteyin!!

***


çok ama çok istiyorum!!

12 Mayıs 2011 Perşembe

farkedene

bağıramazsın..ağlayamazsın..vuramazsın..atamazsın..sövemezsin..küsemezsin..

eğer bir kere olsun bunlardan birini yapmayı kafaya koy yapamazsın..bir kere baştan kaybetmişsindir;çünkü bugüne dek güçlü takılmışsındır ortalarda..ayakların yere basmaya görsün bir kere hayat boyuda öyle olmaya devam eder durursun..başkalarının arkalarını toplayan insanları var pohpohlayan insanları var şımartanları var dersin dersinde senin küsmeye hakkın yoktur..

güçlü doğmuşsundur,güçlü olacaksındır ve de güçlü öleceksindir..hayat bunu senin cübbene koymuştur ve sen bu kadere razı gelmişsindir çoktan hiçte farkında olmadan..

farketmediğimiz onca şey varken aslında bu farketmediklerimizle hayatta varolmaya devam ediyoruz...farkedemediklerimizi birgün farkettiğimizde ve de kabullendiğimizde hayat o zaman kaldığı yerden yeniden başlayacaktır da tabi bunu farkedene:)

3 Mayıs 2011 Salı

dünyanın en şanslı insanı..

beklentilerin içine girmeden zaten olmasını isteyebileceğiniz şeylerin gerçekleşeceğinden eminseniz..düşünüldüğünüzü ve değer verildiğinizi hissediyorsanız kendinize..hiç aklınızın hayalinizin almayacağı şeylerle karşılaşıyorsanız..birisi ki o "birisi" sizin için siz düşünmeden hep bir kaç adım önünüzden gidiyorsa..gıpta edilecek bir hayatınız..kelimelerin arkasına sığınmadan bakışarakta anlaştığınız birisi varsa yanıbaşınızda..az ama öz insanlarla çevrelenmiş düzgün bir yaşamınız varsa..hayatta fazlasıyla şanslısınız demektir..

fazlaca paraların büyükçe adamların gölgesinde geçen bir hayat yerine hayatı hayat gibi küçük mutluluklarlada keşfedebiliyorsanız en şanslı insansınız demektir..

çoğu zaman parlak kağıtlarla süslenmiş hayatlara uzaktan iç çekerek baksanız da aslında kendi hayatınızı ve o güzelim hayatınızdaki insanları düşündükçe şanslı biri olduğunuzu sizde hissedeceksiniz..

bu kendinizi avutmak değildir, bu gerçeklerle yüzleşmektir ve hayat küçük ayrıntılarda daha da anlamlıdır..başkaları büyük hesapların içinde mutluluğu şansı yakalamaya çalışırken siz küçük küçücük mutluluklarlada aslında daha büyük bir kalbe,daha sevgi dolu bir hayata ve daha şanslı biri olarak her sabah yeni bir dünyaya uyanıyorsunuz..

ki bugün ben bunu birkez daha,daha büyük harflerle haykırabildiğim için de çok şanslıyım :)

1 Mayıs 2011 Pazar

belki,tanıyamaz olmuşsunuzdur kendinizi

belki siz bile bilmiyorsunuzdur içinizdeki o beyaz peynir seçmekte titizlenen,çizik zeytinleri kekikle süslemiş bir tabakta görmekten mutlu olan,palamudun yağlısı için balıkçıyla çekişen,tazecik ekmek ve poğaça kokusuna aldanıp beş ekmek alan (biri mısır unundan,biri tahinli,biri haşhaşlı),domatesler kıvırcığın ve yeşil soğanın yanında pek güzel duruyor diye iştahlanan,martıların kafası neden bu kadar büyük diye oturup uzun uzun düşünen,erguvanlar bu yıl uzun kalsa bari diye dua eden,vapurların eski görünümünden acıklı bir haz alan,başkasının acısına da göz yaşı dökebilen,hala küfür etmekten utanan,insana ve hayata zerre kadar saygısı olmayana şaşkınlıkla bakan,kulakları belediyenin etiketi ile delinmiş köpeklere acıyan,kedilerin gözünü gözüne dikip bakmasından korkan ama yinede bütün bu basit küçük şeyleri sevmekten vazgeçmeyen canı tatlı insanı..

belki öyle yabancı kalmıştır ki size gerçek siz,endişeler içinde tanıyamaz olmuşsunuzdur kendinizi..

can dündar "NEREYE" kitabından...

"zamanın çılgınca akışına meydan okuyabilecek şey,daha hızlı koşmak değil,bazen yarışta geri kalmak pahasına ve düşe kalkada olsa koşunun nedenini ve yönünü sorgulayabilmek,umudu ve direnci hiç yitirmeden iyi koşanlara omuz verebilmek ve her düşüşte yerden birşey alıp kalkmasını bilebilmektir.bunu başarabilirsek,yarışımızı şeref türübününden izleyen zaman bize hak verecektir. "