2 Şubat 2011 Çarşamba




















Yurdumun cennet yerlerinde huzurlu bir kış tatiliydi bizim ki..Bu bir haftalık aranın sebebi..Portakal ağaçlarıyla güzelim denizinin buluştuğu Fethiye'de demir attık önce.Yağmuruyla karşıladı bizi amma velakin engel olamadı yağmuru eğlencemize..Boğaziçi'nde içimizi ısıtan sıcak bişiler dostlarla birlikte içilen sıcak bi sohbetin yanında.Sonrasında Üzümlü'nün dağ havasını ciğerlerimize çektiğimiz ve Ayşe teyze'nin otlu böreğiyle midemizi şenlendirdiğimiz bi kaçamak..herşey doğal olabildiğince..ve akşamın ilerleyen saatlerinde Muğlaya gidiş tabi yağmurda ardımız sıra..

Başka bir şehir başka bir hava ve en önemlisi dostlarla eğlencenin dibine vurduğumuz hayatın akışına verdiğimiz bir paydos bizimkisi..

Tatlı tatlı sohbetin kahkahaların havaya uçuştuğu bir anda birden kendimizi saat 22 de bulduk Akyaka'da.Güzel evlerin tarih kokan evlerin restore edilerek tamda tatil yapılacak yer sohbetlerinin arasında sahilde Akyaka köpekleriyle tanışıklığımızla sona erdi deniz keyfimiz,ama midemize kıramplar girerek gülmemiz yanımıza kar kaldı ki eve varana kadar yol boyu gülmeye devam ettik.Pek mi tatlı istedi canımız ne kendimizi Muğla'da Nazar Pastanesi'nde bulduk..Ciddileşmek ne mümkün hem ağzımız tatlandı hemde şepşekerli sohbetimiz iyice şerbetlendi:) Fotoğraflarla ölümsüzleştirmeye çalıştığımız şahane anlarımız oldu ama sonra farkettim ki fotoğraflar pek bi soluk kalmış bizim güzel anlarımızın yanında..

ve bir başka gün Muğla'nın caddelerinde turladık, hayal evinde takı tokaya daldık ki hepiciğide bizim olsun istedik laf aramızda ama arsızlığımız yüzümüzden de akmıyordu değil avantamızı almadan çıkmadık mekandan:)Hatıra olsun diye dolandım dolandım magnetlere taktım kafayı her gittiğim yerden almadan geçmedim.Şirin evimizin bilimum köşelerini renklendirmek için afiş aldık,tabi en önemliside o kocaman afiş 5 tl ydi ya hepsi benim olsun istedim:)

Muğla'ya gidilirde Bodrum'a uğramadan olur mu hiç?tabiki olmaz!!bodrum bize yüzünü fena halde fırtınalı gösterdi ama bildiğimiz Bodrum;beyaz evleriyle sahiliyle sokaklarıyla cafeleriyle ve gemileriyle şahane şahane şahane..Bodrum'da Alin's (şık sıcacık kendine has bi mekan burası) te bir molanın ardından dönüş yolumuzda benzinci de verdiğimiz sıcacık lipton çaylarımızı yudumlarken biz yine gülücek bişiler buluyorduk..

geçirdiğimiz hergün başka yerler keşfettik ama en önemlisi dostlarla geç saatlere kadar süren muhabbetler hahkahalarla bezenmiş dakikalar ve anılar anılar..Herkese nasip olmıcak ama herkese de nasip olmasını dilediğim sıcacık zamanlar..

dönüş yolumuzda aklımıza Marmaris'i de koyduğumuz anda Alabi'de yapılan güzel bir kahvaltının ardından yemyeşil Marmaris yolundaydık..Deniz göründüğü anda ise güneşle birlikte karşılamıştı Marmaris bizi:)Sahilinde barlar sokağında dolaşırken sakin Marmaris'in kedileri de yalnız bırakmadı bizi ama en güzeli "işte burada yaşamalıyım!" dediğim yer İçmelerdiki şahaneydi..Evler başka şirin,deniz başka deniz,hava başka havaydı İçmeler'de..Hiç ayrılmak istemediğimi itiraf etmeliyim.
O kadar keyifli o kadar tadı damağımda kalan bir haftaydı ki hayatta ara sıra da olsa böyle molalar vermek gerekirmiş,vermeliymişiz yani dedirtti bana..dostlarla çok çok güzel bir mola..güzeldi işte ya ötesi yok yani:)

2 yorum:

  1. Yurdumun cennet köşeleri dostlarla daha bi keyifli oldu..ama nerede olursak olalım önemli olan dost sohbetiydi..ya bir fincan kahvede, ya da yağan yağmurda..ya kahkahalarda, ya da derin sohbetlerde..

    YanıtlaSil
  2. kesinlikle:)) rövanşa artık yurdumun bu taraftaki cennet köşelerine de bekleriyoruz mutlaka hemde en yakın zamanda!!sohbete kaldığımız yerden devam nerde olursak olalalım...

    YanıtlaSil