7 Nisan 2011 Perşembe

"mış" gibi..

İnsanların yüzündeki sahte gülümsemeleri anlamıyorum karşılarındakilerini kandırabildiklerini mi zannediyorlar yoksa?İnsanların dudaklarından dökülen gözünün içine bakabaka söyledikleri yalanlarıda anlamıyorum hakkaten inanıyoruz mu sanıyorlar?

Hadi kişiselleştireyim de kendi üzerimden konuşayım bari de okuyan sen meraklı takipçide bu neden bahsediyor şimdi demeyesin:)

Evet anlam veremiyorum insanların birbirleriyle olan çekişmelerine,söylenen yalanlara, gördüğüm o sahte yüzlere,dinlediğim abartılı laflara,kavgaya,kıyıma,kıskançlığa..inanın anlam veremiyorum..Şundandır bundandır diye tekerleme söylercesine "ya bundadır ya şunda helvacının kızında" dediğim günler gün gibi hatırımda.İnanmadığım halde yapılan söylenen onca şeyin içinde bulunmak bile midemi bulandırırken doğruları söylediğimde çıkacak olan büyük facialardan kaçmak için katlanmak zorunda kaldıklarımı anlatmıcam bile.Halbuki ben gayette sakin hoşbulmadıklarımı anlatanan bir insanım ama anlayana tabi.Malesef artık insanları alttan almak zorunda olduklarım ve samimi olduklarım olarak kategorilemek zorundayım ki sevindirici olan alttan almak zorunda olduklarım çok çok az bir insancık grubu diyelim,hatta grup oluşturamıcak kadar az.

İnsanların anlaşamadıkları ama anlaşmak zorunda olduğu kişi veya kişilerle birarada olması kadar zor birşey yok..Söylediklerinin yalan olduğunu bile bile şaşırmış gibi yapmak ve gerçekmiş gibi dinlemek kadar zoru yok.Heran şimdi bakalım ne yumurtlayacak diye beklemek gibisi yok."ya biliyorum o olay öyle değil böyle..ben herşeyi biliyorum zaten senin anlattıkların gibi değil neden yalan söylüyorsun ki " diyememek,başkalarının başını ağrıtmamak için aptal ayağına yatmak kadar mide bulandırıcısı yok ama ben öyle yapmak zorunda olduğum zamanların olduğunu itiraf ediyorum.Sevindirici ki Allah'tan o insancıklarla geçen o zamanlar çok nadir ama o nadirlik bile mide bulandırmaya yetiyor işte zaman zaman.

Asıl komiği şu ki karşımdaki kişi inanıyor musun beni kandırdığına?İnanıyor musun yalanlarına kandığıma?İnanıyor musun sahiden bilmiyormuşum gibi seni şaşkın şaşkın dinlerken ki halime?Yüzüne/yüzlerine söyleyemiyorum belki ama yazabilirim diye düşündüm bugün bu saatte buraya "inanmıyorum dediklerine veya dediklerinize..gerçekleri biliyorum,çoğu bilmiyorum dediğim şeyleri biliyorum aslında ama çokta utanmayasın diye bilmiyorum diyorum çoğunda ve genelinde sorun çıkmasın diye susuyorum işte"

Yani yalana dolana sahteliğe gerek yok sevmiyorsan sevmiyorsun beni..Anlaşamıyorsan anlaşamıyorsun benimle..Sevme anlaşma ama yalanda söyleme evet yaptım de çünkü de ne bileyim gıcığım sana de ama oyun oynama be..Bak ben diyorum evet inanmıyorum söylenenlere ve hiçbir bahane öyle yapmana öyle söylemene sebepte değil ama ben numara yapıyorum işte bilmiyorum diye çünkü formalite icabı katlanmamız gerekenler var işte onlarıda sevmek zorunda değil/değilmişim.Ben bunları yiyicek biri değilim de bana sus dedikleri için susuyorum işte.Eskiden olan ben kim olursa olsun aptal saptal karşımdakine gayette polyanna gibi yaklaşıp şirinşibidik dolaşırdım ama enayiymişim o zamanlar dönem iyi niyet dönemi değilmiş kendimi aldatmaya gerek yokmuş herkes kendi menfatine göre hareket edermiş.herkesi kendin gibi zannetme dönemi çoktan bitmiş.İşte devirde böyle benim şimdi buraya yazdığım gibi bi kulağından girip bi kulağından çıkma ve hayatına devam etme devriymiş.

Sözün kısası inanmıyorum sadece "mış" gibi yapıyorum farkındasın dimi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder