10 Nisan 2011 Pazar

pazar günlerini hiç sevemedim..

pazar günleri çocukluğumun bir klasiğidir.ertesi gün okul vardır ve okula hazırlık yapılmalıdır.son dakkaya sıkıştırılan ödevler,çanta hazırlığı,formaların ütülenmesi ve banyodan ibarettir.bide balık vardır mutlaka akşam menüsünde:)cumartesinin şenliğinden sonra pazar akşamları ertesi güne erken kalkmak için erken yatılması gereken bir gündür ki pazar sabahı geç kalkıldığından yatakta döner durursun.

büyüdük..

böyle teferruatlar yok artık ama televizyona da bakıldığında anlaşılacağı gibi pek iç açıcı yayınlar da yok..ya spor programları sıra sıra dizilmişler ekranda ya da reyting kurbanı olsada olur olmasada olur diyeceğiniz diziler var kanallarda ya da evimizin eğlencesi "çok güzel hareketler bunlar" vardır ki biz seçimimizi bu sonuncudan yapmakla birlikte hala özetini izliyoruz.

ben bu arayı eşim ve benim son favori şarkılarımızı filmlerimizi dizilerimizi paylaşarak geçirmeyi tercih etmiş bulunmaktayım.

önce müzik..şarkı dinlemek bizim için başkadır.çünkü her daim fonda bir müzik çalar evimizde.ama özellikle arabaya biner binmez bizim için müzik fonda durmaktan çıkar biz fonda kalakalırız..hele ki keyifle dinlediğimiz şarkılar varki ben onlardan bıkana kadar tekrar tekrar dinleyen bir kişi olarak (iyi bir tüketici olduğum söylenebilir) sürekli repeat yaptığım için yol boyu aynı şarkılar dinlenir durur.bizimki dinlemekten öteye geçer;eller havaya durumu,karga sesimle eşlik etme durumu,şappi şappi durumu ve eşimin arabayla pati çekmesi gibi uzayan bir liste..

gelgelelim bu sene bi kaç ay içinde öne çıkan iki şarkı..birincisi sılanın kafa nereye biz oraya ikinciside tekirdağın üzümü..arada evet var tabi dinlediklerimiz ama bu ikisi tam anlamıyla eğlendiklerimiz..sılanın bütün albümündeki şarkıları nerdeyse seviyorum diyebilirim.şöyleki kim bana hangi albümü önerirsin deseler söylediğim tek albüm sılaydı artık benimle bütünleşmişti çok komik bir hal almıştı arkadaşlarımla aramda itiraf etmeliyim.tekirdağın üzümünüde yeni keşfettik tesadüfen keşfettik ama sonradan farkettim ki popüler olmuş çoktan.dinlediğimde hep nedense bu senenin kınalarında ve düğünlerinde çalınacağını düşünüyorum."geçen yaz olsaymış ya bu şarkı" demektende kendimi alamıyorum.

hiç dizi izlemeyen ben.hatta "tanıtımlarını seyrettiğimde anlıyorum zaten o bölümde ne olacağını" diye söylerken eşimle bir dizi furyasına girdik ki bu bizim gibi filmkolik bir çift için ilginç bir durum.bide baktım hergün dizi seyrediyoruz.gerçi bu ara bıraktık çoğu diziyi ama özellikle bahsetmek istediğim iki dizi var.bunların ikiside trt de birincisi halil ibrahim sofrası.salı akşamları tadından yenmez bir mahalle dizisi,aile dizisi.çok eğlenceli çok naif çok sıcak bir dizi..eskiden kuzenlerimi izlerdim yedi numarayı izlerdim,tekrarlarını tekrar tekrar izlerim bugün ki halil ibrahim sofrasıda böyle bir tad bırakıyor.ikincisi de leyla ile mecnun.klasik dizi formatlarından kanlardan entrikalardan yalanlardan dolanlardan klişelerden kurtulmak istiyorsanız hafif kafa bulan hafif abuk ama o abukluğun kimseye "ıgh" dedittirmediği güldüren bir dizi.

her gece en az iki film izleyen bizim için hangi filmden başlayacağımı bilemiyorum çünkü liste çok kabarık türk filmleri,yabancılar,oscar alanlar ve almadığı için sinir olduklarım diye.ama özellikle inception'ı (başlangıç) izleyin ve the king's speech (zoraki kral).bide bence black swan (siyah kuğu).üç farklı kategoride üç farklı film ve tabiki oscar zoraki krala gitti bizim tercihimiz inception'dı itiraf etmeliyim.

aşk tesadüfleri sever,ya sonra gibi türk filmleride vizyonda yerlerini aldılar ama bende bu filmlerin bıraktığı en güzel tad şarkılarıydı.aşk tesadüfleri sever de "yine yazı bekleriz",ya sonra da ise;

"Bugünün bir de yarını var
Mutluyduk belki bugüne kadar
Ya sonra

Ne yaparım senden sonra
Acımadan geçer yıllar
Zamanla yalnızlık başlar
Yola çıkar pişmanlıklar

Kal sevgini de al
Gidiyorum ben sen hoşçakal
Bugünlerin yarınları var
Gidiyorum ben sen hoşçakal"

hoşçakalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder