26 Temmuz 2011 Salı

insanlar tanıyorum

tadı acıtanlar acıtsada vazgeçemediklerimi,ayırt edemediklerimi,içindeki aromayı bir daha bir daha istediklerimi bide ne olursa olsun ağzıma bir daha sokmam dediklerimi.

yırtık ceplerinde bir dolu içi boşaltılmış yiyecek ambalajlarıyla dolaşanları..bazılarının markasını kaybetmemek için yıllarca cebinden çıkarmayanları..bazılarını unutup cebinde yıllar sonra eline geçipte çıkardığında anımsamaya çalışanları..bazılarını bir daha açılmamak üzere kapatanları..

insanlar tanıyorum..

ne olursa olsun yolumdan dönmem diyenleri..yol haritası çizip kendine ağır aksakta olsa ilerleyenleri..dilinde bir ıslık kalbinde hırpalanmış duygular aklında bir sürü avare düşüncelerle..yıkılıp yıkılıp doğrulurken her yıkıldığında kendine yeniden "bir ben" inşa edenleri..

hayatın bugün ya da yarın diye bir zaman kavramı yok..insanlar doğarlar büyürler ve ölürler..herkes kendi hayatında birşeyleri yakalamaya çalışırken yakaladıklarından çok ıskaladıklarına ağlarlar..tamken herşey eksik bırakılır birşeyler..birşeyler hep birşey olarak kalırda adı tam konamazken geçer gider ömürler..

sahneye çıkanlar ve inenler hep vardır da nasıl çıktıklarının ve nasıl indiklerinin pek bir önemi kalmaz..bir vakit gelir hoş sedalar bırakır birileri de adları duyulmaz,kimininde hoş seda bırakmalarına bile gerek kalmadan kalın harflerle yazılır adları..nasıl olduğunuzun ve ne olduğunuzun bir önemi yoktur herkes kendi hazinesinin kapağını açıp ya dağıtır ganimetlerini ya da kimseler görmesin diye diye kaçırır köşe bucak..

ganimetlerini dağıtırken bilgece cömertçe samimice yaklaşan..gözlerine bakarken sıcaklığıyla ısıtan..insan olmaktan başka bir meziyeti olmayan ama olmayanların yanında ışıldayan..

yaş aldığın her yıl daha da farklı hayatları onlarla birlikte kucakladığımı farkediyorum ve sonunda parçaları birleştirip delice akan suya bırakıp bildiğim doğrularla yoluma devam ediyorum..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder